-
1 ağzına geleni söylemek
let fly at smb., give a piece of one's mind, tell smb. one's mind -
2 ağzına geleni söylemek
to give sb a piece of one's mind -
3 swear like a trooper
ağzına geleni söylemek -
4 swear like a trooper
ağzına geleni söylemek -
5 call names
ağzına geleni söylemek, sövmek, küfretmek, isimler takmak -
6 give a piece of one's mind
ağzına geleni söylemek, azarlamak -
7 let fly at smb
ağzına geleni söylemek, ateş etmek, tokadı yapıştırmak -
8 tell smb. one's mind
ağzına geleni söylemek, azarlamak -
9 call names
ağzına geleni söylemek, sövmek, küfretmek, isimler takmak -
10 give a piece of one's mind
ağzına geleni söylemek, azarlamak -
11 let fly at smb
ağzına geleni söylemek, ateş etmek, tokadı yapıştırmak -
12 tell smb. one's mind
ağzına geleni söylemek, azarlamak -
13 ağız
ağız < ağzı> Mund m; hayvan a Maul n; kap, torba Öffnung f; körfez, galeri Einfahrt f; mağara Eingang m; volkan Krater m; yol Abzweigung f, Kreuzung f; GR Mundart f, Dialekt m; Ton m, Art f des Sprechers; MUS Art zu singen; bıçak Schneide f;ağız açmamak den Mund nicht aufmachen (fam aufkriegen), schweigen;ağız ağza konuşmak unter vier Augen sprechen;ağız ağza vermek tuscheln;-e ağız etmek jemandem etwas weismachen wollen;ağız kavgası Schimpferei f;ağız kokusu üble(r) Mundgeruch;yumuşak usw bir ağız kullanmak einen sanften usw Ton einsetzen;ağız ağız prahlen;ağız tadı Genuss m, Behaglichkeit f;ağız tadıyla genießend, in aller Ruhe;ağız tütünü Kautabak m;ağız yapmak heucheln;ağza alınmaz ungenießbar; unanständig (Worte);ağz(ın)a almamak verschweigen, übergehen;ağza düşmek ins Gerede kommen;ağza koyacak bir şey etwas Essbares;ilk ağızda auf Anhieb;ağızdan MED oral; vom Hörensagen;ağızdan ağza von Mund zu Mund; -auf den Zahn fühlen;-in ağzı açık kalmak Mund und Nase aufsperren;ağzı bozuk adj Schandmaul n;ağzı büyük adj Aufschneider m;ağzı gevşek Schwätzer m;ağzı kara adj Schwarzseher m; Lästermaul n;-e ağzı varmamak sich nicht trauen zu sagen;-in ağzına bakmak nach dem Mund reden;ağzına burnuna bulaştırmak verpatzen;b-ne ağzına geleni söylemek jemanden ausschimpfen;ağzına kadar dolu bis zum Rand gefüllt;b-nin ağzına lâyık jemandem sehr zu empfehlen (zu essen, trinken);birbirinin ağzına tükürmek einander heruntermachen;-in ağzında bakla ıslanmamak kein Geheimnis für sich behalten können;-in ağzından çıkmak Wort jemandem entschlüpfen;bş-i b-nin ağzından kapmak jemandem (mit Worten) zuvorkommen; fam so rausfahren;-in ağzından laf almak jemanden aushorchen;ağzından (laf) kaçırmak sich verplappern;ağzını açmak den Mund aufmachen (a zum Sprechen); losschimpfen; dumm gucken;ağzını havaya oder poyraza açmak das Nachsehen haben;-in ağzını açtırmamak jemanden nicht zu Worte kommen lassen;-in ağzını aramak jemanden ausfragen, aushorchen;ağzını bozmak fluchen (und wettern);ağzını kiraya mı verdin? hast du die Sprache verloren?;ağzını tutmak verschwiegen sein;-in ağzının içine bakmak an jemandes Mund hängen;-in ağzının kâhyası olmak jemandem vorschreiben, was er sagt;-in ağzının kokusunu çekmek jemanden ertragen müssen;-in ağzının suyu akıyor das Wasser läuft jemandem im Munde zusammen;-den ağzının tadını almak böse Erfahrungen machen mit;b-nin ağzının tadını kaçırmak jemandem etwas verderben -
14 let fly
ateşlemek, uçurmak, atmak, ateş etmek, patlamak, ağzına geleni söylemek* * *( often with at) (to throw, shoot or send out violently: He let fly (an arrow) at the target.) atmak -
15 rail
n. ray, demiryolu, tırabzan, trabzan, parmaklık, korkuluk, sutavuğu————————v. ray döşemek, parmaklıkla çevirmek, tırabzan koymak, küfretmek, sövmek, ağzına geleni söylemek, azarlamak, dil uzatmak, yakınmak* * *1. söv (v.) 2. parmaklık (n.)* * *[reil] 1. noun1) (a (usually horizontal) bar of metal, wood etc used in fences etc, or for hanging things on: Don't lean over the rail; a curtain-rail; a towel-rail.) parmaklık, askılık,... asacağı2) ((usually in plural) a long bar of steel which forms the track on which trains etc run.) ray, demiryolu rayı2. verb((usually with in or off) to surround with a rail or rails: We'll rail that bit of ground off to stop people walking on it.) parmaklıkla çevirmek- railing- railroad
- railway
- by rail -
16 swear unreservedly
v. ağzına geleni söylemek -
17 talk without thinking
v. ağzına geleni söylemek -
18 swear unreservedly
v. ağzına geleni söylemek -
19 talk without thinking
v. ağzına geleni söylemek -
20 Blatt
100 Blatt Papier 100 yaprak kağıt; (Zeitung) gazete; dergi;fig kein Blatt vor den Mund nehmen ağzına geleni söylemek;das steht auf einem anderen Blatt o ayrı/başka konu/mesele;fam fig ein unbeschriebenes Blatt sütten çıkma ak kaşık;vom Blatt spielen notadan çalmak (Musikstück);ein gutes Blatt haben (Spielkarten) -in eli iyi olmak;fam fig das Blatt hat sich gewendet iş/durum değişti
- 1
- 2
См. также в других словарях:
ağzına geleni söylemek — 1) nezaket dışına çıkarak ağır ve kırıcı sözler söylemek 2) çok ve düşüncesizce konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ITLAK-I LİSAN — Ağzına geleni söylemek. Çok serbest ve kolay konuşmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
veriştirmek — e 1) Çok fazla söylemek 2) İyice çıkışmak, ağzına geleni söylemek Arkadaşına adamakıllı veriştirdi … Çağatay Osmanlı Sözlük
verip veriştirmek — (birine) ağzına geleni söylemek ... bunca yıl yalan okuduk, yalan dinledik / Aklına kim gelirse bağır, ver veriştir. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kesip biçmek — 1) parçalamak, doğramak, ameliyat etmek 2) ağzına geleni söylemek, ileri geri konuşmak 3) zorbalıkla korkutmak Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim? R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük